Wednesday, November 27, 2013

Son dakika tavsiyeleri..

Çok sevdiğimiz bir şey keşfettik: yüzdürme banyo.
Doğduğu günden beri Sarp'ı neredeyse her gün yıkadım. Hele ilk 40 gün hiç atlamadım. Araya sıkıştırdığımız tatillerde de gün aşırı yıkamaya özen gösterdim. Amacım kitaplarda önerildiği gibi ve etraftan duyduğum kadarıyla bebeği rahatlatmak, gece mutlu, huzurlu ve derin bir uyku çekmesini sağlamak.
Yalnız teknik bir hata olacak. İlk günlerde bebek küvetine sokup bir kolumuzu altından destekleyip bıcı bıcı ykıyorduk, aynı Acıbadem hastanesinde hemşirelerin bize öğrettiği gibi. Bizimki daha suyla temas eder etmez yaygarayı basıyordu. Bu seferde panik olup hurraa diyerekten alelacele çocuğu şampuanlayıp, köpükleyip 2 dakika içerisinde çıkarıveriyorduk. Bir yerde yanlış yapıyorduk ama nerede? Sonra gidip bir küvet filesi aldık. Böyle yumuşacık, içinde köpükler olan yastık gibi bir şey. Banyo öncesi fileyi sıcak su ile ısıtıp üzerine yatırıyorduk. Böylece kolumuz ağırlaşan bebeğin verdiği ağrıdan kurtuldu fakat bizimkisi hala ağlıyordu. Banyolarımız 1.5 - 2 dakikayı geçmiyordu.
Sonra? You tube'da izlediğim bir videodan etkilendim ve bebek küvetini su ile doldurup bizimkini içinde yüzdürmeye başladım. Bayıldı. Ne ağlama, ne gürültü ne patırtı kaldı, hatta uyuklamaya başladı yüzdürülürken. Meğer kendini anne karnında hissetmek istermiş. Meğer çocuk karga tulumba yıkanmak değil, sakin sakin yüzdürülmek istermiş. Acemi anne olunca böyle, yıkanma stilimizi de 3 ay sonra bulduk.
Şimdi görseniz bizimde mutluluğumuzu.. her akşam banyo ritüelimiz var 18.30'da.. Yıllardır kullanılan yüzdürme banyo tekniğini sanki biz bulduk ya, bir de gururluyuz sormayın. Her akşam sırayla anane, babane, dede aranıyor facetime ve ya skype aracılığıyla aracılığyla. 'Aman da aman yerim onu' çığlıkları arasında tabi bir de 'üşüteceksiniz çocuğu aman dikkat' tembihleri arasında tamamlıyoruz banyomuzu. Yüzdürme banyodan sonra deliksiz 6.5 - 7 saat uyumaya başladı Sarp. Bu bizim için bir mucize. Tüm anne ve ya anne adaylarına tavsiye ederim yüzdürme banyoyu.

Pusetimizi değiştirdik. Üzgünüm Stokke sana elveda.. Hoşgeldin Bugaboo Bee.
Pek bir afili, pek bir gösterişli geldi ilk başlarda kırmızı yanar döner Stokkemiz, duruşuna design'ına vurulduk. Olmadı. En baştan yanlış seçimmiş bizimkisi. Hiç bir yere sığdıramadık. Kapılardan geçiremedik, araba bagajına sığdıramadık, asansöre bindiremedik, ne evde ne dışarda ne restoranlarda ne uçakta ne seyahatte olmadı olmadı.
Yüksek olması sebebiyle dengeyi kaybetme riski yaşadık, kendi çantasını kullanmayınca devrilme riskiyle karşı karşıya kaldık. Alışveriş merkezlerinde yürüyen merdivene girmediği için saatlerce asansör bekledik. Kaldırımlarda yardım istedik. Taa aldığımız günden beri başıma geleceği biliyor ve stokke ile yalnız kalacağım günden korkuyordum. Nitekim o gün geldi çattı. Oto koltuğu aparatını söküp ana aparata geçince oldu olan. Arabadan inmek, arabaya binmek tam bir ızdıraptı. yap-boz parçaları birleştirmek için zeka, ağırlığını taşıma içinse kol kuvveti gerekiyordu. Sadece 1 gün dışarı çıkmam yetti kendisiyle. O gün eve döner dönmez pusetimizi satışa koyduk. Ve ertesi gün gidip tatlı mı tatlı Bugaboo marka pusetimize kavuştuk. Öyle hafif, öyle pratikki.. Tek elde bebek varken, diğer el ile açılıp kapanabiliyor. Bagaja, asansöre, masa aralarına her yere giriyor minik şam şeytanı. Ailecek bir 'OH' çektik.

Mamamızı değiştirdik. Sonunda sevdiğimiz bir mama bulduk: Hipp 1 Organik. Her ne kadar Sarp'ı deneme tahtası yaptığımız için üzülsemde sırasıyla Aptamil 1, Hipp Prebiyotik, Aptamil Conformil 1 kullandık. Birer ay şans verdik tüm bu mamalara. Şimdiki aklım o zaman olsaydı tek bir mama ile başlardım. Hipp Organik. Başka aramaya taramaya gerek yok. Eğer gazlı veya kolik bir bebeğe sahipseniz prebiyotikte etki etmiyor combiyotikte. Yüksek lif içeren yapış yapış pis bir mama conformil.   İçine birde gaz damlaları ekle, ıhlamurla karıştır, kimyon yağı damlat derken çocuğu iştahını kaçırmaya birebir iğrenç kokulu bir formül elde ediyorsunuz. 4 aylık bir bebek annesi olarak artık gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki: o gaz sancıları çekilecek. Öyle ya da böyle.. Sonunda pes edip doktorumuzun önerdiği Hipoalerjen mamayı da, Amerika'dan getirtilen X markasını da reddedip kendi insiyatifimi kullanarak Hipp'e geçtim. En azından bebek mamayı severek içiyor, yarım kalan biberonlara son. Doğal ortamda beslenen ineklerin, doğal sütünden elde edilen tertemiz biz organik mama. Tavsiye ederim.

Küçülen tulumlarımızı kaldırdık, sakladık bile. Hamile kalırsınız 'bir şey alma sakın' derler. Zaman ilerler heveslenirsiniz ' Aman sakın alma çocuk hemen büyüyor' derler. Çocuk doğar 'Hemen küçülecek alma' derler. Dünyalar kadar hediye tulum gelir. Her gelen bir cici hediye eder. Öyle ya bebek alışverişinden keyifli ne var? Siz yola 3 tulumla çıkarsınız, bakarsınız 15 tulum olmuş birden. Ben kendi aldıklarımı da hediye gelenleri de doya doya giydirdim. Yeri geldi günde 2-3 kreasyon değiştirdik. Düzenli olarak gardrobunda ki 6-9 aylıkları bile kontrol ettim zira bazı markaların içinde 9 ay yazıyor ama siz 3 ayda bile giydirmeye başlayabiliyorsunuz. Hal böyle olunca bizim çekmeceler doldu taştı da küçüldü bile. 4 aylık Sarp, şimdiden 6-9 aylık tulumlara geçiş yaptı. Bir çok tulum ise eskitilmeden rafa kaldırıldı. Herkes haklıymış. Hevesiniz var almak istiyorunuz ama almayın. Sonra benim gibi koyacak yer aramayın. Olsun 2. ye kalır da demeyin, insan her bebekte ayrı heves ediyormuş.

Şimdilik bu kadar.. Tavsiyelerin devamı için takipte kalın..
Sevgiler;
irem


No comments:

Post a Comment